Sorry, this entry is only available in Turkish. For the sake of viewer convenience, the content is shown below in the alternative language. You may click the link to switch the active language.

Roma Bahçesi : Roma parkı ve çevresi 9000 m2

roma-kazilar_1

Beyoğlu Koruma Amaçlı İmar Planları kapsamında buraya dört tane üç katlı “ sosyal tesis “ adı altında bina yapılmak isteniyor. Biri şu anda inşaatın başladığı yer, biri bostanın olduğu yer diğer ikisi Roma Parkı’nın içinde olmak üzere.

Bu bölge arkeolojik ve jeolojik etüt gerektiren alan. 2009 yılında arkelojik park ilan edildi.

Beyoğlu “Koruma Amaçlı İmar Planı” 2011 yılında semt derneklerinin açtığı dava sonucu 2013 yılında iptal edildi. Ancak Danıştay 6. Dairesi son derece tartışmalı gerekçelerle bu iptali 2015 yılında kaldırdı.Yeni bilirkişi atanmasını istedi. 2016 yılı haziran ayında bilirkişi incelemesi yapıldı. Mahkemeye heyetinin isteği üzerine bugüne kadar neler yaptığımızı,neler yapmak isteğimizi anlatan bir rapor sunduk. Rapora buradan ulaşabilirsiniz. Bilirkişilerin raporunun gelmesini bekliyoruz. Mahkeme süreci devam ediyor.

Temmuz 2017’de mahkeme ikinci kez Beyoğlu Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı İmar Planları’nın iptaline karar verdi.

Mahkeme kararı detaylı bilgiye ulaşmak için tıklayın!

İlgili haberimiz için:

Planlara buradan ulaşabilirsiniz.

roma-kazilar_2

Beyoğlu “Koruma Amaçlı İmar Planı” semtin bütün yeşil alanlarını “ihya” yoluyla imara açmaya zemin hazırlıyor. Bu planlar devreye girdiğinde ; Yalnızca Roma Bahçesi değil, Beyoğlu’ndaki yapılaşma dışı kalmış alanlar, okul bahçeleri dahi ihya girişimlerinin tehdidi altında. Yarın öbür gün semtlilerin haberi olmadan bir ihale yapılıp, şantiye kurulabilir. bir sabah uyandığınızda gördüğünüz yeşil, baktığınız avluya iş makineleri girmiş olabilir. Bu oldu bittiye gelmeyelim. Farkında ve birlikte olalım.

* Planlardan uygulanma aşamasına gelince haberimiz oluyor. demokratik işleyişlerden yoksun,  öznellikleri dışlayan, sivil toplumu, canlıları, cansızları “özne” olarak değil, “nesne” olarak tanımlayan, katılımı engelleyen, şiddet içeren, asimetri üreten bu şehircilik modeline artık yeter, demeliyiz. Bu otoriter rejim içinde sivil toplumun aktif olarak sürece katılma imkanı yok.